S.S.S

Sık Sorulan Sorular

Özellikle erkeklerin saç dökülmesinin nedenleri konusundaki soru işaretleri için sizler için bir liste düzenledik. Bunun nedeni A vitamini düşüklüğü gibi geçici bir sağlık durumu bile olabilir.

Eğer beslenmenizde yeterli protein alamıyorsanız Amerikan Dermatoloji Akademisi’ne göre vücut saç büyüme döngüsünü durdurabilir. Vücutta proteinin azalmasından bir iki ay sonra saç dökülmeye başlar.

Ne yapmalı: Balık, et ve yumurta gibi birçok büyük protein kaynağı vardır. Eğer yeterince et ya da hayvan ürünleri yemiyorsanız veya vegansanız vejetaryenler için uygun protein kaynaklarından faydalanabilirsiniz.

Estetic Hair ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı doktor gözetimindeki saç ekim merkezlerinde aşağıdaki işlem süreci takip edilir:

1) Öncelikle traş yapılarak bütün saçlar tamamen kesilir.

2) Saç ekimi cerrahi bir işlemdir. Hasta her ne kadar işlem boyunca uyanık olsa da ekim yapılacak bölge lokal anestezi ile uyuşturulur ve hastanın hissedeceği acı yok gibidir.

3) Donör bölgede bulunan saç folikülleri çıkartılır ve özel bir solüsyonun içerisinde bekletilir. Donör bölgeden ne kadar saç folikülünün çıkartılacağı ekilecek greft sayısıyla doğru orantılıdır.

Saç folikülleri, punch biyopsi işlemi ile çıkarılır. Biyopsi kalemi bir çok hassas bir motora bağlı olarak çalışmaktadır.

Punch biyopsi kaleminin ucundaki aparatlar donör bölgenin yapısına göre değiştirilebilir. Bazı bölgelerde daha kalın uçlu aparatlar kullanılırken bazı bölgelerde daha ince aparatlar kullanılabilir.

4) Alnımızla saçımızın bitiştiği noktada beliren çizgi olan saç ön çizgisi belirlenir. Bu çizginin doğru belirlenmesi saç ekimi sonucunda alacağınız sonucun doğal görünmesi açısından oldukça önemlidir.

Kişinin yüz şekli, yaşı ve cinsiyeti ön saç çizgisini belirleyen başlıca faktörlerdir.

Girintileri, çıkıntıları hesaba katılmalı, saçların doğal çıkış yönü, hastanın beklentileri ve saç dökülmesinin devam edip edilmediği birlikte hesaplanmalıdır.

Bu işlem özellikle deneyim gerektirir ki, sça ekimi yapıldığı beklli olmasın ve kişi doğal görünümlü saçlarına kavuşsun. Aksi takdirde çim adam görünümü kişinin saç ekimi yaptırdığını çok belli edebilmektedir.

5) Ekim yapılacak bölgeye, saçların dökülmeden önceki çıkış şekline ve yönüne göre kanallar açılır. Saç kanalı açılmış alanlara ekim yapılmaya başlanır.

Tecrübeli bir ekip ekimi yaparken aşağıdaki noktalara dikkat eder.

  • Doğal görüntüden uzaklaşacak şekilde gereğinden fazla ya da az greft ekilmemelidir.
  • Saç folikülleri saçın doğasına uygun olacak şekilde belli bir düzen içinde değil, asimetrik olarak dağıtılmalıdır.
  • Donör bölgede yeteri kadar greft yoksa, eldeki greftler iyi değerlendirilmeli, saç ön çizgizisi ve saç derisinin tepe bölgeleri daha sık olacak şekilde ekim yapılmalıdır çünkü bu bölgeler ilk olarak dikkat çeken bölgelerdir.

6) Saç ekimi bitiminden sonra köklerin alındığı alan kapatılır ve saç ekimi sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlar kişiyle paylaşılır.

Her gün dışarıda yürürken, otobüste seyahat ederken, bir kafede kahvenizi yudumlarken, kısaca insanla temas edilebilecek her noktada birçok saç ekimi yaptırmış kişi görür fakat bunları neredeyse hiçbir zaman fark etmezsiniz.

Aslında bu örnek ‘’saç ekimi doğal görünüyor mu?’’ sorusuna verilebilecek en doğru yanıttır.

Saç ekimi yapıldıktan 2 ay içinde ekimin ilk etkilerini görmeye başlarsınız ve saçlarınız uzamaya başlar. Bu saçlar peruk ya da başkasının saçı değildir. Sizin donör bölgenizden alınan doğal saçlarınızdır, dolayısıyla uzayan saçlar sizin saçlarınız olduğu için – iyi bir saç ekim ekibi tarafından son teknolojik imkanlar ile yapıldığında – doğal görünmemesi için hiçbir sebep yoktur.

Ekilen saçın dokusu, uzama hızı ve rengi tamamen doğal saçınızın özelliklerini taşır.

Şöyle açıklayabiliriz:

  • Tırnağınızı kestiğinizde arkadan gelen tırnak kendi tırnağınızdır ve doğal görünür.
  • Cildiniz bir yara nedeniyle kabuk bağladıktan sonra alt tabakadan gelen cilt yine kendi cildinizdir ve doğal görünür.
  • Dolayısıyla ekilen saç da sizin saçınızdır ve uzar, gürleşir ve doğal görünür.

Diğer yandan son senelerde FUE tekniği ile yapılan saç ekimlerinde FUT tekniğindeki gibi fark edilir bir ameliyat izi kalmamakta, dolayısıyla doğal görünüm FUT tekniğine göre daha mümkün olmaktadır. Bu yönüyle FUE tekniği saç ekimi alanında bir devrim olarak kabul edilmektedir.

O zaman neden bazı kişilerin saç ektirdiği kolaylıkla anlaşılabiliyor?

Hiç tanımadığınız bir şehire gittiğinizi ve bir restoranda yemek yemeyi düşündüğünüzü varsayın.

İki restoran arasında kararsız kalıyorsunuz, bir restoran ağzına kadar müşteriyle dolu diğerinde ise tek müşteri dahi yok. Muhtemelen hangisinde yemek yemeye karar verirdiniz?

Bu sorunun cevabı birçoğumuz için belllidir. Kalabalık olanı seçeriz. Bu şekilde alacağımız risklerin önüne geçtiğimizi düşünürüz. Mekanın kalabalık olması bizim için adeta bir tavsiye niteliğindedir.

Eğer kalabalıksa muhtemelen işlerini iyi yapan uzman bir ekibin olduğunu birçok kişinin memnun kaldığını varsayarız.

Hatta doktor seçerken bile etrafımızın verdiği tavsiyelere göre karar veririz. Durum hayatımızın her köşesinde geçerlidir. Mobilya seçiminden, cep telefonu seçimine kadar yakınlarımızın ya da güvendiğimiz kişilerin tavsiyeleri bizim için son derece önemlidir.

Dolayısıyla bir işlemi uzmanlarının yapması alacağımız riskleri azaltmak açısından kayda değerdir.

Saç ekimi işlemi için de aynısı geçerlidir. Uzman olmayan kişiler tarafından yapılan saç ekim işlemleri saçların doğal görünmemesi dahil birçok farklı soruna yol açabilir. Bakanlık tarafından denetlenmeyen, merdivenaltı diye tabir edilebilecek yerlerde tecrübesiz kişiler tarafından yapılan işlemlerden önce sağlığınız sonra görüntünüz için uzak durmanızı tavsiye ediyoruz.

Saç ekiminin doğal görünmemesinin altında yatan başlıca 4 sebep şunlardır:

1- Saçın doğal uzama yönü ve açısıyla örtüşmeyecek şekilde ekim yapılması

Saç ön çizgisinin yüz şekline uygun biçimde tasarlanmalıdır. Bunun yanında yapılacak analizde saçların doğal uzama yönünün belirlenmesi ve bu yönde ekim yapılması doğal görüntü için hayatidir.

2- Ense bölgesi dışında başka bir bölgeden donör kullanılması

Kafanızın arka bölgesindeki donör bölge dışında yer alan bölgelerin donör bölge olarak kullanılması (göğüs, bacak gibi) saçınızın doğal görüntüsünü bozabilir.

3- Olması gerekenden az ya da fazla greft ekilmesi

Donör bölgenizdeki bir saç folikülünde santimetrekare başına düşen saç miktarı ne kadar ise, saçınızın olmadığı bölgelerdeki her santimetre kareye ortalama o kadar saç ekilmelidir.

Diğer yönden anatomik olarak saçımızdaki her bir saç folikülünün bulundurduğu yani içinden çıkan saç teli sayısı değişim göstermektedir.

Bunlar rastlantısal olarak dağılmıştır. Bazı folikülerin içinde 1 tel varken, bazı saç foliküllerinde 2, bazılarında 3, nadiren ise 4 saç teli vardır.

Dolayısıyla saç ekimi işlemi yaparken en çok dikkat ettiğimiz noktalardan biri saç derisinin doğasına uygun şekilde saç foliküllerini rastlantısal olarak 1 telli, 2 telli, 3 telli ya da 4 telli ekerek işlem yapmak ve bunu kafa derisine raslantısal olarak dağıtmaktır.

Ancak ön saç çizgisi oluşturulurken içinde tek saç teli içeren greftlerin seçilmesi önemlidir. Çünkü aslında buluna ön saç çizgisi genellikle tek saç kılı içeren foliküllerden oluşmaktadır.

4- İşlem sonrasında doktor tavsiyelerine uyulmaması

Her tıbbi işlemden sonra doktorun tavsiyelerine uyulması çabuk iyileşme ve istenilen sonucun elde edilmesi için önemlidir.

Eğer işlemden sonra doktor tavsiyelerinin dışına çıkılırsa işlemin başarı şansı düşer.

Bunlar dışında saç ekilen bölgelerde saç yoğunluğunun yanlış ayarlanması, saç ekim ekibinin tecrübesizliği, yüksek miktarlı greft ekimlerinin (4000 – 5000) tek bir güne sığdırılmaya çalışılması gibi birçok sebep doğal görüntünün dışına çıkılmasına neden olur.

Hangi Saç Tipine Hangi Yöntem?

Saç ekiminin nasıl bir sonuç vereceği bir bakıma saç yapınıza bağlı olsa da; saç yapınız saç ekimine engel teşkil etmez.

Dolayısıyla hangi saç tipine sahip olursanız olun iki yöntem de kullanılabilir.

Ancak uygulama açısından ve elde edilen sonuçlar açısından FUE ön plana geçmektedir.

Ayrıca işlemden en iyi sonucu almanızı sağlayacak en önemli etkenlerden biri de, saç ekimi için kullanılan donör bölgedeki saç yoğunluğu ve kalitesidir.

Genellikle saç tipi, saç telinin kalınlığı veya şekli saçı dolgun gösterse de saç yoğunluğu ile aynı olduğu konusunda yanılgıya düşülür. Öncelikle bu yanılgıya düşmeden beklentilerinizi netleştirebilmek için uzmanınıza görünüp saç analizi yaptırmanızı öneririz.

FUT (Follicular Unit Transplantation ) Yöntemi Nedir?

FUT tekniği FUE tekniğine göre daha zahmetli olduğu bir yöntemdir. FUT tekniği, ense bölgesinden bir doku şeridi alınması esasına dayanır.

Yaklaşık olarak eni 1 ile 1,5 cm olan ve boyu gereksinime göre 10 ile 20-25 cm’e ulaşan bir kafa derisi (kemiğe kadar olacak şekilde bir kalınlıkta) şeridi çıkarılır.

Daha sonra bisturi yardımı ile bu şerit tek tek olacak şekilde saç foliküllerine ayrılır. Bu aşamadan sonra saç folikülleri, dökülen bölgelere nakledilir.

Genellikle ilerlemiş saç dökülmesi vakalarında tercih edilebilir. Şeridin kesilerek çıkarılması ve ardından kesilen bölgenin kapatılması için dikiş atıldığından diğer yönteme göre ileri cerrahi müdahale gerektirir.

FUT yönteminin bir avantajı şeritten çıkarılan edilen saç köklerini tutan yağ tabakasının daha yoğun olmasıdır. Saç kökünü çevreleyen yağ tabakası, ekilen saç köklerini daha uzun süre nemli tutacağı için saç kökünün yaşama olasılığı daha yüksek olduğu ifade edilmektedir.

Ancak gelişen teknolojik cihaz ve yöntemsel ilerlemelerden sonra FUT tekniğini bu avantajı FUE tekniği ile de sağlanarak, aradaki fark kapatılmıştır.

FUE ( Follicular Unit Extraxtion) Yöntemi Nedir?

İnsan saçlı deri bölgesindeki kıl kökleri, foliküllerin dermal bileşimi özelliğinden dolayı vücudun diğer bölgelerine göre farklıdır.

Vücudun diğer bölgelerinde tek bir kökten 1 adet kıl çıkarken, bu özellik yüzünden saçlı deride tek bir kökten 1 ile 4 arasında kıl çıkabilmektedir.

Bu farklı sayıda saç teli içeren saç kökü grupları kafa derisi üzerinde rastgele dağılım sergiler. Ancak ön saç çizgisinde genellikle tekli gruplar yani 1 saç folikülünden 1 kıl çıkacak şeklinde yerleşim olmaktadır. Saç ekiminin doğal olarak görülmesi için dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de budur.

FUE yöntemi, saç ekimi işlemi için doku şeridi kesilmesine gerek kalmadan, bu foliküller arasından kullanabilecek en verimlilerinin doğrudan tek tek çıkarılarak nakledilmesi işlemidir.

FUT ve FUE Yöntemleri Arasındaki Farklar Nelerdir?

İyileşme süreleri açısından:

  • FUT operasyonunun bırakacağı yaranın iyileşmesi minimum iki hafta sürebilir.
  • FUE ile açılan küçük yara izleri 2-3 gün içinde iyileşir. Ağır şartlarda çalışanların ve ya işe uzun süre ara veremeyecek kişilerin işlerine en kısa sürede adapte olabilmelerini sağlar.

Yara izi açısından:

  • Geleneksel FUT yöntemi ense bölgesinde şerit halinde bir yara izi bırakır. Yara izinin kapatmak için daha uzun saç stilleri kullanmak zorunda bırakabilir.
  • Modern FUE Yönteminde ise yara izleri, kısa saç kullanımında bile fark edilemeyecek kadar küçüktür.

Kullanılan köklerin kalitesi açısından:

  • FUE yöntemiyle kaliteli olmayan kökler tespit edilebilir ve ekimde kullanılmayabilir fakat FUT yönteminde kesilen alan tek parça halinde nakledildiğinden dolayı kalitesiz köklerde ekilebilir.

Hitap ettiği kitlenin büyüklüğü açısından:

FUT Yönteminden faydalanabilecek insanlar sadece ileri derecede saç dökülmesi durumu yaşayan ve saç derisi esnek olanlarla sınırlıyken, FUE Yöntemi daha geniş bir kitleye hitap etmektedir.

  • Belirli bölgelerde saç seyrelmesi yaşayan kadınlarda, özellikle alın ve şakak bölgelerinde yaşanan seyrelmelerde ve ya bazı kadınlarda yaş ve genetik sonucu görünen tepede oluşan dökülmelerde,
  • Talihsiz bir olay sonucu kafada oluşan yanık ve yara izlerinde,
  • İleri derecede dökülme vakası olsa da, gergin saç derisi ve fazla sayıda nakil edilebilecek saç folikül yoğunluğuna sahip olanlarda,
  • Uygulamadan hemen sonra tam faaliyet göstermek zorunda olan ağır iş yapan insanlarda, ve sporcularda,
  • Az sayıda saç dökülmesi yaşayan ve kısa saç modelleri kullanmak isteyen gençlerde,
  • Sakal, kaş gibi bölgelerde görünen seyrelmelerde,

FUE yöntemi ile çok verimli sonuçlar alınmaktadır.

Saç nakil işlemi gerçekleştirmek isteyen hastaların kafasındaki en büyük soru işaretlerinden biri saç naklinin kalıcı olup olmamasıyla ilgilidir.

Kısa şekilde yanıt vermek gerekirse ekilen saçlarınız kalıcıdır. Saçlarınızın alındığı bölgeye donör bölge denilmektedir. Bu alan aynı zamanda ”güvenilir bölge” olarak adlandırılmaktadır.

Donör bölge alanı ense ve kulak üst bölümünü kapsayan bir alandır. Bu donör alanda buluna saçlar, dökülmeye neden olan DHT hormonuna duyarsız bir bölgedir. Güvenilir bölgedeki saç folikülleri oldukça kaliteli ve sağlıklıdır.

Genel olarak donör bölge, genetik olarak dökülmemeye programlanmıştır. Örneğin, genç yaşlardan itibaren saç dökülmesi ile karşılaşan biri 70’li yaşlarına geldiğinde bile donör bölgesindeki saçların hala yerinde olduğunu görürsünüz.

Saç ekiminde kullanılan kökler, donör alan dediğimiz bu dökülmeden etkilenmeyen bölgeden alındığı için, donör bölgeyle aynı genetik kodlara ve karakteristik özelliklere sahip olmaktadır. Dolayısıyla donör bölgenizdeki saçlar uzamaya devam ettiği sürece ekim yapılan bölgelerdeki saçlar da uzamaya devam edecektir.

Bazen donör bölgeyi de etkileyen saç dökülmesi sorunları ile de karşılaşılabilmektedir. Bu durumda ense bölgesindeki saçlar da dökülecektir. Ancak genellikle bu sorun giderildiğinde saçlar geriye gelmektedir.

Saç ekimi sonrası saçlarınız uzamaya başladıktan sonra saçlarınızı şampuanla yıkayabilir, kesebilir, tarayabilir ya da boyatabilirsiniz çünkü bu saçlarınız sürekli uzamaya devam eden kaliteli saçlar olacaktır.

Ancak…

Bazı kişilerde nakil işleminden yaklaşık 2 ile 4 hafta sonra geçici bir saç dökülmesi yaşanabilir.

Bu beklenen bir durumdur. Korkulmaması ancak seyrin gözlemlenmesi gerekir. Bu kayıp, vücudun saç ekimine verdiği bir tepki sonucunda oluşan travmadır. Vakaların neredeyse tamamı geçicidir. Bu erken dökülme sürecini saçın normal şekilde uzamasıyla devam eden başka bir süreç izler ve her şey normalleşir.

Saç ekiminizin kalıcı olması diğer yandan bazı faktörlere bağlıdır. Kalıcı bir başarı için aşağıdaki maddelere dikkat edilmelidir.

  • Merdiven altı işletmelere değil, başında doktor olan tecrübeli kliniklere başvurulmalı
  • Saç dökülme süreci tamamlanmayan kişilere saç nakli yapılmamalı
  • Ekimden sonra eğer doktorun verdiği ilaçlar var ise düzenli olarak, aksatılmadan kullanılmalı
  • Kafanın arka bölgesinde yer alan donör bölgesi dışındaki bölgelerden ekim yapılmamalı (göğüs kılları vb. gibi)

Size yapılacak saç ekimi uygulaması öncesi dikkat edeceğiniz maddeler ve yapılacak işlemler aşağıda sıralanmıştır. Bunlara uymanız oldukça önemlidir. Bu sayede hem ekilen köklerin sağlıklı bir şekilde tutunabilmesi sağlanacak hem de köklerin topladığı bölge hızlıca iyileşebilecektir.

YASAKLAR

  • SİGARA

İşlemden 2 gün önceden itibaren sigara içmeyiniz. Sigara kan dolaşımını ve yara iyileşmesini olumsuz olarak etkilemektedir.

  • ALKOL

İşlemden 3 gün önceden itibaren alkol almayınız.

  • ASPİRİN

Aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar 5 gün önceden itibaren kullanılmamalıdır.

  • ANTİENFLAMATUAR İLAÇLAR

Güçlü ağrı kesiciler sınıfına giren ibuprofen gibi antienflamatuar ilaçların alımı (ilaç listesi için bize danışabilirsiniz) 3 gün öncesinden kesilmelidir. İçinde parasetamol olan ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir.

  • MİNOKSİDİL

Saç dökülmesini önlemek için kullanılan minoksidil içeren solüsyonların kullanımı 3 gün öncesinden kesilmelidir.

  • VİTAMİNLER ve DESTEK İLAÇLARI

B ve E vitaminlerinin kanamayı arttırabilme ihtimallerine karşı alınması 1 hafta önceden kesilmelidir.

İçinde bu vitaminleri içeren multivitamin ilaçlarının alınmamasına da dikkat edilmelidir. Ayrıca ginseng, ginko biloba ve sarımsak ekstraktları içeren ilaçların alınması da 1 hafta önceden bırakılmalıdır.

  • BAHARATLI YİYECEKLER

İşlemden 2 gün öncesinden itibaren fazla baharatlı yiyecekler yemeyiniz.

  • KAFEİN ALIMI

İşlem günü çok fazla çay, kahve ve kolalı içecek tüketmeyiniz. Özellikle işlem günü kahve içmeyiniz.

  • BİTKİ ÇAYLARI

İçeriği bilinmeyen, özellikle karışım şeklinde olan bitki çaylarının kullanımı 1 hafta önceden kesilmelidir. Bazı bitkilerin kan sulandırıcı etkisi vardır.

  • GÜNEŞLENME

Yaklaşık 2 hafta önceden itibaren başınızın güneşte kalmamasına özellikle yaz aylarında dikkat ediniz. Başınızın bronzlaşmamış ve güneş yanığı olmama çok önemlidir.

  • TIRAŞ OLMA

Operasyon öncesi saçlarınızın kısaltılması kliniğimizde yapılacaktır.

  • SAÇLARI YIKAMA

Sabah işleme gelmeden önce alacağınız bir duşla ile saçlarınızı yıkamalısınız.

  • FOTOĞRAFLAR

Operasyondan önce kliniğimizde çeşitli açılardan fotoğraflarınızı çekeceğiz.

  • TETKİKLER

Operasyon öncesi kan değerlerinizin yapılacak işlem için herhangi bir engel teşkil edip etmediği alınan kanın analizi ile test edilecektir.

Kanınız kliniğimizde alınacak ve laboratuvara yollanacaktır. Size yapılacak tetkikler tam kan sayımı, kanama ve pıhtılaşma testleri, rutin biyokimya testleri, hepatit ve HIV marker testleri olacaktır.

  • DÜZENLİ KULLANILAN İLAÇLAR

Her hangi bir hastalığınızdan dolayı (hipertansiyon, tiroit, kolesterol, diyabet gibi) düzenli kullandığınız ilaçlar varsa bunlara devam ediniz. Ancak bu ilaçları mutlaka önceden doktorumuza söylemeniz gerekiyor.

  • ÖZELLİKLE KULLANILMASI GEREKEN ÜRÜNLER

İşlem öncesi özellikle kullanmanız gereken ürünler yoktur. İşlem öncesi başlanması gereken size gerekli ilaçlar klinikte verilecektir.

  • KAHVALTI

İşlem öncesi kahvaltınızı edebilirsiniz, aç karına gelmenize gerek yoktur. İşle sırasında ara verilerek öğlen yemeği yemeniz sağlanacaktır.

  • GİYSİLER

Uzun bir işlem süresi olduğu için rahat giysiler tercih etmeniz yerinde olacaktır. Ayrıca başınızın geçirilerek giyilmesi gereken tişört gibi giysilerden ziyade önden düğmeli giysileri tercih etmeniz kolaylık sağlayacaktır. Bu olanak yoksa oldukça geniş yakalı tişört giyebilirsiniz. Eşofman giymeniz sizin rahatınız iyi daha iyi olabilir. .Ayrıca yanınızda bir adet alt ve üst giysi yedek getirmeniz iyi olacaktır.

  • ULAŞIM

Operasyon sırasında size verilecek bazı ilaçlar ve uzun süreli yatmadan işlemden sonra araba sürmenizi tavsiye etmeyiz. Önleminizi buna göre almanız yerinde olacaktır.

  • DİNLENME

Saç ekimi sonrası kesin bir yatak istirahatine gereksinim yoktur. Saç ekiminden hemen sonra her hangi bir aktivite planlamayıp, o gün ve geceyi dinlenerek geçirmeniz gerekir. Ekim sonrası günleriniz rahat geçecektir.

Ayrıca her hangi bir gereksinim olmadığı halde bir hafta kadar işe gitmemek kendinizi rahat hissetmenizi, bir sürü soru ile karşılaşmanızı önleyebilir

Akordiyon İç

Biz başarılı bir estetik müdaheleyi ”görüntüde kusursuza yakın bir iyileşme” olarak adlandırırız. FUE saç ekiminde, donör bölgeden greftler toplanır, kafanızda açıklık olan yerlere nakledilir. Donör bölgemizde sınırsız sayıda greft yoktur.

Sık saçlara kavuşmak için donör bölgesinde yeterli miktarda toplanabilir nitelikte grefte sahip olan kişiler, saç ekiminden sonra saçları dökülmeden önceki hallerine oldukça yakın bir görüntüye sahip olabilir.

Ancak donör bölgesinde kaliteli greft sayısı yüksek olmayan kişiler ekim yapıldıktan sonra her ne kadar oldukça iyi sayılabilecek bir görüntüye sahip olsa da görüntü saç dökülmeden önceki haliyle aynı olamaz.

Donör bölgesi yoğun olmayan kişilerde doktorların en çok dikkat etmesi gerek nokta, ileriyi düşünerek hareket etmektir. Eğer donör bölgesi yoğun olmayan bir kişiden çok fazla sayıda greft toplanırsa hem donör bölge cılızlaşarak kötü görünebilir hem de ileride ihtiyaç duyulacak muhtemel bir ikinci operasyon donör bölgede yeteri kadar greft olmamasından dolayı imkansız hale gelir.

eriği

Saç ekimi uygun aday için yapıldığında oldukça iyi sonuç verir. Bazı kişiler saç ekimi için uygun olmayabilir, bu kişilere işlem yapılsa da başarı belki daha doğru bir deyimle tatmin oranı düşük olacaktır.

Bu durumda eğer yine de saç ekiminde ısrar edilirse, beklenti yüksek tutmamalı ve sonucun sorumluluğunu kişiler de taşımalıdır.

Hemen burada belirtmeliyiz ki, Biz kliniğimizde, ilkelerimiz gereği uygun olmayan adaylara – ısrarcı olunsa da – saç ekim işlemi yapmıyoruz.

Uygun olmayan adaylar saç ekiminde ısrarcı olur ya da işlemi yapan klinik ya da hastane maddi kaygılarla hareket ederse, hiç saç ekimi yapılmamış olmayı dileyebilirsiniz. Aynaya baktığınızda karşılaştığınız sonuç, eski halinizi aratabilir.

Size saç ekimi yapılabilmesi aşağıdaki kriterlere uygun olmanıza bağlıdır:

1- Saç dökülme düzeyinizin Norwood-Hamilton Ölçeğine göre 2 veya daha üzeri bir derecede olması

2- Saç dökülmesi sürecinin tamamlanmış veya sonuna gelinmiş olması ve saç dökülmesi sırasında diğer formüllerin denenmesine rağmen bir başarı alınamamış olması (kişide kişiye değişse de ekim için genellikle 30 yaş beklenmelidir çünkü bu yaşa kadar saç dökülmesi henüz tamamlanmamıştır )

3- Donör bölgenizde ekime ihtiyacı olan bölgelerine yetecek kadar saç bulunması: Donör bölgedeki saç yoğunluğu ne kadar fazla ise ekim yapılan bölgelerde de yoğunluk o derece yüksek olacaktır.

Bu 3 maddenin dışında bir travma ya da yanık sonucunda ya da çeşitli cerrahi işlemler sonucunda saç kaybına uğrayan kişiler saç ekimi yaptırabilir.

Bu kriterleri karşılayan adaylar eğer aşağıda bahsedilecek olan rahatsızlıklara sahip değilse genel olarak uygun birer aday olarak varsayılır. Bu kriterleri karşılayıp karşılamadığınıza ancak doktorunuzun gerekli incelemeleri yapması sonunda karar verilebilir.

Saç ekimi işlemi bazı kişilerde daha iyi sonuç verir:

Saç rengi kriteri

Saç rengi ile ten rengi uyum içinde olan kişilerde sonuçlar daha iyi olma eğilimindedir. Saç derisi rengi ve saç rengi arasındaki zıtlık ne kadar büyükse sonuçların doğal olması o oranda negatif etkilenir.

Elbette saç derinizin rengi ve saçınızın renginin arasında zıtlık olması tek başına sonucun daha kötü olacağını göstermez.

Örneğin saç rengi sarı, cilt rengi ise açık olan birisini düşünelim. Bu kişinin saçları ancak çok fazla döküldüğünde gözle görülür hale gelir.

Oysa saç rengi siyah, ten rengi ise açık olan bir kişinin saçının döküldüğü bölgeler daha çok göze çarpar çünkü zıtlık oluşmuştur.

Saç şekli kriteri

Eğer saçınız dalgalı ya da kıvırcık ise daha fazla alan kaplar ve saç derinizin seyrek görüntüsünü engeller. Örneğin siyahilerin saçları genellikle bu özellikleri taşıdığı için daha yoğun görünür.

Saç şekillerinin kıvırcık olmasının bir sebebi siyahilerin sıcak iklimlerde yaşaması ve evrimsel adaptasyon sürecinde saç derilerinin kendini korumaya almasıdır.

Saç telinin kalınlığı

Saç dökülmesinde görünümü belirleyen en önemli faktörlerden biri saç telinin kalınlığıdır. Saç teli kalınlığı saç ekimi sonucunu da oldukça etkilemektedir.

Kalın telli saçlara sahip olan kişilerde aynı sayıda saç kökü ekildiği halde, ince telli kişilere göre çok daha tatmin edici sonuç alınmaktadır.

Çünkü kalın telli saçlar kafa derisinden yansıyan ışığı daha fazla soğuracağı yani azaltacağı için “kellik” görünümü daha az göze çarpar. İnce telli saçlarda ise bu tam tersidir.

Kafa derisinden yansıyan ışık karşınızdakinin gözüne daha rahat ulaşabildiği için aynı sayıda saç olduğu halde “kellik” görünümü daha belirgin olmaktadır.

Saç derisi esnekliği kriteri

Genel olarak saç derisi esnek olanların foliküllerine saç daha kolay nakledileceği için ekimde başarı şansı artar.

Ayrıca egzersiz yapan, ideal kilosunu koruyan, stres düzeyi düşük ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olan kişilerin bağışıklık sistemi genel olarak daha iyi olduğu için bu kişilerin iyileşme süresi daha kısa ve enfeksiyon riski daha azdır.

Saç ekim işleminde maliyetleri etkileyen başlıca unsur ekilecek greft sayısıdır. Tahmin edebileceğiniz gibi 1500 greft ekimi yapılacak bir hastanın saç ekim ücreti 3000 greft ekim yapılması gereken bir hastanın saç ekim ücretine göre daha düşüktür.

Ayrıca başın derisi daha geniş bir kişi baş derisi daha dar bir kişiye göre daha fazla ekim alanına sahip olduğu için, boş alanı kapatmak için daha fazla grefte ihtiyaç duyar.

Daha fazla greft ekilmesi daha fazla çalışma saati ve daha fazla kaynak kullanımı anlamına gelir ki bu da maliyetleri arttırır.

Ayrıca işlemin hangi yöntem ile yapıldığı fiyatı belirleyen diğer bir faktördür.

FUE, FUT ve robotik cerrahi (ARTAS) için ücretler değişiklik göstermektedir. ARTAS ile yapılan ekimlerin maliyeti yüksekken FUE ve FUT ücretleri yakınlık gösterir.

Nihai fiyat değerlendirmesi yalnızca saç dökülme durumunuz doktorlarımız tarafından incelendikten sonra yapılabilir.

Bu linkten bizimle iletişime geçerek ya da bizi telefonla arayarak fiyatla ilgili ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Hangisi Daha Önemli? Ekilen Greft Sayısı Mı, Saç Kılı Sayısı Mı?

Saç köklerinin anatomik yapılanması vücudun diğer bölgelerinden oldukça farklıdır.

Vücudun diğer bölgelerinde 1 folikülden 1 adet kıl çıkarken, saçlarda 1 follikülden 1 ile 4 arasında saç kılı çıkmaktadır. Buna foliküler ünite adı verilmektedir.

Ekim sırasında nakledilen yapılar bunlardır. Saç ekim sırasında kullanılan greft terimi ise foliküler ünitenin karşılığıdır. Eğer saç kılları tek tek ekilirse işlem başarısızlık ile sonuçlanacağından, saçlar foliküler ünite olarak ekilir.

Pratik olarak foliküler ünite, saç ekim teknik terimi ifadesiyle bir adet greftte 2 adet saç kılı olduğu var sayılır. Yani 1500 greftin ekilmesi yaklaşık 3000 adet saç kılının ekildiği anlamına gelir.

Bu teknik konu fiyatlandırmada bir illüzyon oluşturabilmektedir.

Esasında 1500 greft ekilen bir kişiye, greft olarak değil saç kılı olarak rakam verilmekte ve ”3000 ekim yapıldı”, denilerek yanıltıcı bilgi verilebilmektedir.

Başta saç kökü başına ucuz olarak sunulan fiyat, greft sayısı ile değil, saç kılı sayısı ile çarpılınca çok daha yüksek maliyetli bir hale gelmektedir.

Türkiye Saç Ekim Fiyatlarının Diğer Ülkelerle Kıyaslanması

Türkiye’de saç ekim fiyatları Avrupa ve Amerika’ya göre oldukça düşüktür. Bu durum saç ekim kalitesinin daha düşük olmasından kaynaklanmaz.

Aksine Türkiye yetişmiş ve eğitimli işgücü, kullanılan teknolojik ekipmanlar ve sterilizasyon koşullarının iyi derecede olması nedeniyle her yıl binlerce yabancıyı saç ekimi için ağırlamaktadır.

Türkiye, saç ekimi alanında güncel istatistiklere göre dünyanın bir numaralı ülkesi konumundadır. Her yıl kliniğimize ve Türkiye’ye dünyanın farklı coğrafyalarından insanlar saç ektirmek amacıyla gelmektedir.

Fiyatlar Piyasada Neden Bu Kadar Değişiklik Göstermektedir?

Bu durumun en büyük sebebi lisanssız işlem yapan merdivenaltı diye tabir ettiğimiz işletmelerdir. Bu işletmelerde doktor yoktur.

Farklı meslek gruplardan insanlar kendilerini ”saç ekim uzmanı” diye nitelendirerek işlem yapmaktadır. Hem ülkemizde hem de dünyada “saç ekim uzmanı” diye isimlendirilen bir branş yoktur.

Saç ekimi yapan ekibin yönetimi mutlaka dermatoloji uzmanı veya plastik cerrahi uzmanı yapmalı ve ekimlerde mutlaka doktorun bulunması gerekmektedir.

Saç ekimi ilgili yasalara göre sadece hastane ya da poliklinik statüsündeki cerrahi sterilizasyon gerekliliklerini yerine getiren ruhsatlı merkezlerde yapılabilir.

Eğer hastane ya da poliklinik statüsünde olmayan bir yerde işlem yapılıyorsa bu işlemin kaçak yapıldığı anlamına gelir.

Burada belirtilmesi gereken diğer bir nokta ruhsatlı hastane veya polikliniklerde saç ekimi yapılsa bile, saç ekimi ekibi içinde doktorun olmadığı durumla sıklıkla karşılaşılmaktadır.

Ruhsatlı hastane veya merkez dışında ki işletmelerde veya ekimi doktorun yapmadığı durumlarda genellikle sterilizasyon koşullarına dikkat etmediği için maliyetleri düşük olmakta bu şekilde işlemi ucuz diye nitelendirilebilecek fiyatlara yapabilmektedir.

Şunu da belirtmemizde fayda var:

Düşük maliyet her zaman daha kötü saç ekimi anlamına gelmez. İyi ekim yapamayan ve tecrübesiz bir ekibe sahip bir klinik daha yüksek ücret talep edebilirken tecrübeli bir klinik nispeten daha düşük ücret talep edebilir.

Teknik olarak söylemek gerekirse saç ekiminin yaş sınırı yoktur.

Örneğin; her hangi bir şekilde (yanık, kaza gibi) saçlarının bir bölümünü kaybeden bir çocuk için saç ekimi tıbbi bir gerekliliktir.

Saç ekimi çocukluk döneminde bile yapılabilir. Ancak androjenik alopesi denilen erkek tipi saç dökülmesi gibi sağlık ile doğrudan ilgili olmayan estetik bir sorun yüzünden saç ekimi düşünülüyorsa farklı şekilde değerlendirmek gerekir.

Estetik işlemlerin alt yaş sınırı genel olarak reşit olma yaşı, yani 18 yaş kabul edilmektedir. Ancak biz kliniğimizde elbette bu yaşı göz önünde bulundurmuyor ve bu yaşı herhangi estetik bir işlem için erken buluyoruz.

Saç ekimi önemli bir organizasyon gerektirir.

Organizasyonun ilk aşaması da planlamadır. Planlama göz önünde bulundurularak, kişiye özgü saç ekimi değerlendirilirken, ilk yanıtlanacak soru şudur:

”Saç dökülmesi devam ediyor mu?”

Saç dökülme hızının belirlenmesi tedavi seçeneklerini ortaya koyacaktır. Çeşitli senaryolar üzerinde açıklamak gerekirse;

SENARYO 1

Yaş 40. saç dökülmesi 20’li yaşların başında başlamış, adım adım ilerleyerek Evre 4 düzeyine gelmiş, son beş senedir çok yavaş ilerliyor. Bu durumda biz artık saç dökülmesi hızının oldukça azaldığına (saç dökülmesi hayat boyunca devam eder) karar veririz.

Bizim için operasyon açısından en rahat hasta grubunu oluşturur. Eğer donör alanı yeterli ise iyi bir operasyon sonrası, çok büyük olasılıkla ikinci bir ekime ömür boyu gereksinim duyulmayacaktır. Dökülme deva etse bile oluşacak açıklık kişiyi rahatsız etmeyecek boyutta olacaktır.

SENARYO 2

Yaş 25. Saç dökülmesi üç sene önce başlamış, saç dökülmesi hızlı ilerleyerek Evre 3 düzeyine gelmiş.

İkna etmekte en çok zorlandığımız hasta grubudur. Saç dökülmesi devam edeceği için bu kişilere ekim yapmak istemeyiz.

Hastamıza bir süre daha beklemesi gerektiğini, saç dökülme hızı yavaşladıktan sonra ekim yapılmasının uygun olacağını söyleriz.

Saç dökülmesi için önleyici medikal tedaviler ile bu süreci götürmeyi ve 30’lu yaşlarda saç ekimi için tekrar değerlendirmeyi öneririz.

Bu senaryo genellikle iki şekilde sonuçlanır. Kişi gider ve önerdiğimiz tedavi ile 5-6 sene geçirir, 30’lu yaşlarda saçlardaki açıklık artmış ama artık oturmuş durumdadır ve ekim yapılır.

Diğer bir durumda ise kendisine saç ekimi yapılması için ısrar eder. Israrcı olan kişiler saç dökülmesinden genellikle oldukça rahatsızdır ve ekimden sonra dökülmenin devam edeceğini göze alarak ekim yapılmasını isteyebilir.

Eğer bu kişiler saç ekimi yapılması yönünde ısrar ediyorsa, ileri süreçte bir kez daha ekime gereksinim duyacaklarını anlatarak ve ikinci, belki de üçüncü ekim bile düşünülecek şekilde donör alanını değerlendirip kullanırız.

SENARYO 3

Yaş 55. Saç dökülmesi 35 yaşından sonra başlamış, uzun süredir dökülme hızı çok yavaşlamış ve Evre 4’e ulaşmış durumda.

Ancak ense bölgesi donör alanında bulunan rezerv saçlarda yıllar içinde yoğunluğunu ve kalitesini kaybetmiş.

Bu kişinin planlaması çok önemli, çünkü bir kez saç ekimi şansı olacak. Bu ekimde de ense bölgesinden çok fazla greft alıp açıklık yaratmamaya dikkat etmek gerekecek. Bundan dolayı tüm açıklığın ideal bir şekilde kapatılmasının mümkün olamayacağını, gençlikteki görünümünü beklemesi gerektiğini detaylı bir şekilde anlatmak gerekir.

Sonuç olarak “saç ekimi kaç yaşında yapılır” ya da “saç ekimi hangi yaşta ideadır” ya da “saç ekimi yaş aralığı nedir” soruları için aklınızda kalması gereken ana noktalar şunlardır:

  • Saç ekimi genel olarak 30 yaşında altındaki kişilere önerilmez.
  • Saç dökülmesi hızlı bir şekilde devam eden kişilere önerilmez.

Eğer saçınızı saçınız dökülme sürecindeyken ektirirseniz birkaç sene sonra o zamanlar saç olan fakat şimdi dökülmüş olan bölgelerinizde açıklıklar ortaya çıkacaktır. Bu ise yeniden ekim ve yeni maliyetler anlamına gelecektir.

Saç ekiminin yapılabilmesi için her şeyden önce kişinin saçlarının kayıp tarzının belli olması gerekir.

Eğer kişi saç dökülme sürecinin başlarında ise veya dökülme halen şiddetli bir şekilde devam ediyorsa, saç ekimi sonrası oluşabilecek yeni açıklıklar için yeni seanslar dolayısıyla yeni maliyetlerle karşılaşılabilir.

Bu durumda eğer saç ekimi yapılırsa memnuniyetsizlik artar. Çünkü kişinin saçı dökülmeye devam etmekte, saçının sürekli farklı bölgeleri kelleşmeye devam etmekte ve bu döngü devam etmektedir.

Dolayısıyla saç ekimi için gelen kişinin eğer henüz saçlarının kayıp tarzı oluşmadıysa ekimden uzak durulmalı, gelecekte yeni maliyetler oluşturmaması için gerekli uyarılar yapılmalıdır.

İdeal greft ile ilgili bilinmesi gereken maddeler şunlardır:

– Doğal bir görünüme sahip olmanız için santimetrekare başına ekilmesi gereken greft belli bir rakamın altına inmemelidir.

Santimetrekare başına 20 ila 30 greft ideal ve ekim yapan doktor ve ekip tarafından ideal verimlilik alınabilecek rakamlardır. Diğer yandan bu sıklığın gerçekleşmesi veya altında kalması şu faktörlere bağlıdır;

  • yoğunluk beklentiniz
  • olmasını hedeflediğiniz görünüm
  • donör bölgenizin verimliliği

Bu faktörler dikkate alınarak imkanlar ve beklentiler arasında bir denge sağlanmalı, ekilecek greft sayısına bu şekilde karar verilmelidir.

1- Donör bölge iyi kullanılmalıdır çünkü donör bölgeden çok fazla saç alınır ise o bölgede saçların seyrek görülme riski ortaya çıkar ki bu bölge yeniden eski haline getirilemez.

2- Eğer oldukça yoğun bir görünüm olması istenirse ve donör bölge elverişliyse daha fazla saç ekimi yapılabilir.

3- Bir kişinin kelleşmesi Norwood-Hamilton derecelendirmesine göre 6. veya 7 derecede ve bu kişinin donör bölgesi cılız, ince ve yoğunluğu düşük ise saç ekimi sonunda karşılacağı sonuç idealden uzak olacaktır.

Dolayısıyla bu kişi gerçekçi beklentiler içinde olmalı, doktor ise mucize yaratılamayacağını kendisiyle paylaşmalıdır.

4- DK Klinik Saç Ekimi Birimi olarak biz bir seansta 2500-3000 greftten fazla yapmaktan kaçınıyoruz. Teknik imkanlar buna el verse de bu rakamın üzerine çıkılması gerektiğinde, karşılıklı olarak ne getirip ne götüreceği konusunda detaylı bir şekilde karşılıklı tartışıyoruz.

5- Greft sayısı belirlenirken bütçe de önemli bir faktördür. Eğer iyi bir sonuç almak için size 2500 greft ekilmesi gerekiyor fakat bütçeniz 1000 grefti karşılayacak durumda ise alacağınız sonuç sizi tatmin etmeyecektir.

Biz böyle durumlarda sizi tatmin etmeyecek bir sonuç olacağı için paranızı harcamamanızı, bir süre daha biriktirdikten sonra gelmenizi öneriyoruz.

– Saç ekimi bizim için;

eldekilerle (donör bölge)

geleceği de düşünerek (donör bölgenin kısıtlı olması bu yüzden gelecek için de saklanması)

maksimum faydayı (en iyi görüntüyü)

sağlamak için dökülme gözlemlenen bölgelere nakil işlemidir.

Bu işin sanat kısmıdır. Buradaki sanat, az ile çoğu başarmaktır.

Önemli Bilgiler

Saç Ekiminde En Fazla Kaç Greft Ekilir?

Bir kişiden hayatı boyunca toplanabilecek maksimum greft sayısı 8.0000 ila 10.000’dir. Yine de bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bir kişiye bir seansta(aynı günde) 4000’den fazla greft ekilmesini önermiyoruz.

Donör bölgesi kusursuz, oldukça verimli ve saç dökülmesi derece evre 7 olan bir kişiye maksimum ekilebilecek greft sayısı 6.000’dir. Bu oldukça az görülen bir durumdur. Eğer kişi 20’li yaşlarında 5000 greftlik bir ekim yaptırdıysa saç dökülmesi ileride de devam edeceği için 2. bir saç ekimine ihtiyaç duyması durumunda donör bölgesi yetersiz kalabilir.

Bu yüzden ekilmesi gereken greftle ilgili mutlaka doktorunuzla detayları konuşmanızı ve gittiğiniz saç ekim merkezine istediğiniz greft konusunda baskı yapmamanızı öneririz.

Saç ekim literatüründe kabul edilen % 50 kuralı denilen yaklaşımına göre, ışık altında saçlarınızın seyrekleştiğini fark ettiğinizde aslında saç yoğunluğunuzun % 50’sini kaybetmişsinizdir.

Diğer bir deyişle, saçlarının % 50’si dökülmemiş bir kişinin dökülmesinin olduğunu fark etmesi zordur. Eğer santimtrekare başına 60 saçınız varsa artık santimetrekare başına 30 saç teliniz vardır ve bu sizin fark etmenizi sağlamıştır.

Greft sayısı belirlenirken diğer bir faktör ise saçınızın karakteristik özellikleridir. Saç telleri kalın ve gür olan ya da saçı kıvırcık yapıda olan bir kişinin görüntüsündeki iyileşme için daha az grefte gerek varken, saç telleri ince ve cılız bir kişinin görüntüsündeki iyileşme için daha fazla grefte ihtiyaç vardır.

1 hektarlık boş bir arazi düşünün. Bu tarlayı tamamen doldurmak için hangi ağaçtan daha fazla olması gerekir? Gövdesi kalın, yaprakları gür bir ağaç mı yoksa gövdesi dar yaprakları,dalları seyrek bir ağaç mı?

Donör bölgede ortalama ekim için kullanılabilecek 6000 greft bulunur. Norwood-Hamilton ölçüsüne göre 5. Derecede kelliğiniz varsa yaklaşık olarak 200 santimetrekarelik bir bölgede dökülme vardır. Dolayısıyla donör bölgeden 6000 greft toplanıldığı varsayımı altında her santimetrekareye 30 greft ekerek açık olan bölge tamamen kapatılabilir. Burada tercihler önemlidir ve tarafımızdan şu sorunun cevabı aranır.

Donör bölgeden alınan ve elimizde sınırlı sayıda bulunan greftle dökülme bölgeleri ayırt etmeksiniz santimetrekare başına 30 greft mi ekilmeli yoksa başın ön bölgesine daha fazla örneğin (santimetrekare başına 40 greft) üst bölgesine daha az mı greft ekilmelidir?

Bu noktada doktorun taleplerinizi dinlemesi ve isteklerinize uygun olarak saç ekimini yapması beklenir. Bizim tecrübelerimiz saç ekimi için kliniğimize gelen kişilerin saç ön bölgelerinde daha fazla yoğunluk ile çok daha doğal görüntünün sağlandığı yönündedir.

Saç ekimi doktor kontrolünde, güvenilir merkezlerde, uzman bir ekibin desteğiyle yapıldığı takdirde son derece güvenli bir işlemdir. Diğer yandan saç ekiminde güvenliğin tam olarak sağlanması için uyulması gereken kurallar vardır:

1- Sağlık Bakanlığı tarafından, saç ekimi işleminin yapılmasına sadece hastane ve poliklinik (klinik) statüsündeki ruhsatlı işletmelerde yapılmasına izin verilmiştir.

İşlem yapılan hastane ve poliklinikler cerrahi sterilizasyon koşullarına uymak zorundadır ve denetlenirler.

Dolayısıyla eğer çeşitli nedenlerle merdivenaltı diye tabir edilen bir yerde işleminizi yaptırırsanız sağlık, maliyet ve işlem verimliliği açısından karşılaşabileceğiniz riskler vardır.

Saç ekimi yapan ekibin yönetimi mutlaka dermatoloji uzmanı veya plastik cerrahi uzmanı yapmalı ve ekimlerde mutlaka doktorun bulunması gerekmektedir

2- Saç ekimi işlemi, saç dökülme patterni açık şekilde belli olmayan kişilere yapılmamalıdır. Saçının ileride ne kadarının döküleceği, dökülürken nasıl bir pattern izleyeceği belli olmayan ki bu kişiler genellikle 30 yaşın altındaki saç ekim adaylarıdır, ileride yeniden saç ektirmek zorunda kalabilirler.

Ayrıca bu kişilerin saçları ekildikten sonra saçları dökülmeye devam edeceği için estetiksel açıdan olumsuz bir durumla karşılaşabilirler.

3- Eğer saç ekimi için ense bölgeniz dışındaki bölgeler donör bölge olarak kullanılırsa ileride ekilen saçların dökülme ihtimali artar. Bu yüzden saç ekimi işlemi ense bölgesindeki saçlar kullanılarak yapılmalıdır.

4- Yaygınlığı giderek azalsa da eğer FUT tekniği ile ekim yaptırmayı düşünüyorsanız, saçınızda oluşacak kesi alanından ötürü iz oluşacağını bilmeniz gerekir.

Her ne kadar FUE tekniğinde de iz oluşabilse de, bu izler yüzlerce minyatür izden oluştuğu için fark edilmesi oldukça güçtür. Ancak saçlar el ile aralanıp oldukça yakından bakılınca fark edilebilirler.

5- Saç folikülleri, genetik olarak dökülmemeye programlanmış ense üstündeki bölgeden değil de, kafanın bu bölge dışındaki yerlerinden toplanır ve ekilirse, ekilen saçlar tamamen dökülebilir.

Bunun nedeni saçın dökülme geni taşıyan bölgelerden toplanmasıdır. Bu durum yalnıza tecrübesiz doktor ve ekiplerin elinde gerçekleşir.

Saç ekimi işlemi güvenilir merkezlerde yapıldığı takdirde, lokal anestezi altında yapılan estetik bir operasyon olduğu için ciddi bir yan etki göstermez.

Saç ekimi yapılan ya da saçların toplandığı bölgede morarma, hassasiyet, kızarıklık ve sıcaklık artışı, saçın alındığı ya da nakil edildiği bölgelerde oluşan küçük kabuklar, hissizlik işlemden sonra görülebilecek geçici yan etkilerdir.

Operasyonun ciddi sayılabilecek risklerin arasında hastaların sadece küçük bir bölümünde görülen şok dökülmedir.

Şok dökülme ile yitirilen saçlar bir süre sonra yerine gelmektedir. Kişinin ekimden sonra estetik açıdan istediği sonucu alamaması diğer önemli bir risktir. Bunun için önceden çok iyi planlama yapılmalıdır.

2009’dan sonra FUE tekniğinin yaygınlaşması ile birlikte başarı oranında bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Bunun nedeni FUE’nun FUT’a göre daha kolay ve başarı şansı yüksek bir işlem olmasınan kaynaklanmaktadır.

Doktor gözetiminde yapılan bir saç ekim işleminde başarısızlık oranı düşüktür diyebiliriz. Yetkin bir saç ekim merkezinde yapılan ekimlerde greftlerin tutma oranı %85-%95 arasında olmaktadır.

İşlem uygulanırken sterilizasyon koşullarına dikkat edilmesi, thermasol gibi greftleri destekleyici sıvıların kullanılması, iyi bir saç önçizgisi belirlenmesi, saç ekiminde uzman, eğitimli bir ekibin işlemi uygulaması ve saçları ekilen kişinin doktorun tavsiyelerine uyması operasyonun başarı şansını oldukça yükseltir.

Diğer yandan ekilen saçların yaklaşık %10’u hayatınız boyunca dökülmeye devam eder. Bu beklenilen bir süreçtir.

Birçok doktora göre saç ekilen kişinin hayatı boyunca ekilen saçlarının %15’inden fazlasını kaybetmesi işlemin verimsiz olduğunu gösterir.

Başarı oranını belirlerken 3 noktanın göz önünde tutulması önemlidir:

  • Kişinin saç derisinde gözle net şekilde ayırt edilebilen yaralar oluşmamalı
  • Kişi işlem sonuçlarından memnun kalmalı ve saçların doğal bir görüntüye sahip olmalı
  • Kişi, işlem sonunda enfeksiyon gibi ciddi sayılabilecek sağlık sorunlar ile karşılaşmamalı

Saç ekimi yapılamayacak kişileri şöyle sıralayabiliriz;

  • 18 yaş altı bireyler,
  • Şeker hastaları,
  • Tansiyon hastaları,
  • Ensesinde doku alınacak saçlı bölgenin çok az, seyrek veya hiç kalmayan kişiler.

S.S.S